Bu kapsamda Anlat Bakalım, Atasözleri ve Deyim Resimleme gibi etkinlikler yapıldı.
Türkçenin deyim ve atasözleri bakımından zenginliğine dikkat çekildi: "'TDK, Genel Ağ'ındaki Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü`nde (veri tabanında) 2.396 atasözü, 11.209 deyimin bulunduğu görülüyor."
Anlat Bakalım etkinliğinin en kolay bulunan deyimi de "eli kulağında" oldu.
Hikâyesini Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenimiz İsrafil AVCI'nın kaleminden aktarıyoruz:
Bir Deyim Bir de Hikâyesi
Türkçe deyim ve atasözleri bakımından dünyanın en zengin dillerindendir.
Söz gelimi "göz"lü deyimlerimize bir göz atalım: göze girmek, göze almak, göze batmak, gözünde tütmek, gözünde büyütmek, gözden düşmek, gözden ırak olmak, gözden çıkarmak gibi onlarca deyim var ki hepsini yazmayı gözüm kesmedi veya gözüm yemedi.
Ve her deyim ve atasözü aslında bir hikaye ve tecrübeye dayanır. Zamanla yayılarak halkın ortak ürünü(anonim) olurken ilk söyleyeni ve hikayesi unutulur. Araştırmacılar sayesinde onları öğrenmek tarihe-kültüre-dile yolculuk etmemizi sağlıyor, tarih-kültür-dil şuurunu da arttırıyor.
Mesela "eli kulağında" deyiminin hikâyesini "İki Dirhem Bir Çekirdek", İskender Pala'dan öğrenmiştim:
Gerçekleşmesi pek yakın olan işler hakkında "(Henüz olmadı ama) eli kulağında!" deriz. Bu deyimin kaynağı Asr-ı Saadet'e, Bilal-i Habaşî'ye kadar uzanır. İslamiyet yayılmaya başlayıp da Müslümanların sayısı artınca, namaz için onları bir araya toplamak üzere ezan okunması kararlaştırılır ve sesi güzel olduğu içinde Habeşistanlı eski köle Hz. Bilal, bu vazifeye seçilmişti. Ne var ki Medine deki müşrikler ve diğer dinlere mensup olanlardan bazı tahammülsüz insanlar, ezan okunurken sesi duyulmasın diye gürültü yapmaya, çocukları toplayıp Bilal-i Habaşî ile alay ettirmeye başlamışlardı. Bunun üzerine Hz. Bilal, ellerini kulaklarına tıkayarak ezan okumaya başladı. Bilâhare müezzinler, ellerini kulaklarına tıkamayı bir tür Bilal-i Habaşî sünneti gibi gördüler ve ezanı öyle okudular.
Eskiden birisi yanındakine,
__Ezan okundu mu, dediğinde, eğer vakit çok yakın ise,
__Okunmadı ama (müezzinin) eli kulağında, dermiş."
İsrafil AVCI
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni